Medikal Trend Dergisi
  • ANASAYFA
  • HAKKIMIZDA
  • YAYIN - DANIŞMA KURULU
  • KÜNYE
  • İLETİŞİM
  • ARŞİV
  • YASAL UYARI
. GÜNCEL
. AİLE HEKİMLİĞİ
. KARDİYOLOJİ
. İÇ HASTALIKLARI
. ONKOLOJİ
. JİNEKOLOJİ
. PSİKİYATRİ
. ENFEKSİYON
. PEDİYATRİ
. OFTALMOLOJİ
. HALK SAĞLIĞI
. İLAÇ SEKTÖRÜ
. ECZACILIK
. İNSAN KAYNAKLARI
. SAĞLIK YÖNETİMİ
. TIP DERNEKLERİ
. KONGRE TAKVİMİ
literatür
Resim
Resim

Obezite ve diyabet sıklığı arttı

Picture


Türkiye Böbrek Hastalığı İnsidans Çalışması'nın ön sonuçlarına göre, Türk toplumunda 5 yıllık sürede kan basıncı kontrolünün belirgin olarak iyileştiği ve hipertansiyon sıklığının azaldığı ancak obezite ve diyabet görülme sıklığının arttığı bildirildi.

Türkiye'deki kronik böbrek hastalığının boyutunu saptamaya yönelik CREDIT araştırmasının ikinci aşaması olan, Türkiye Böbrek Hastalığı İnsidans Çalışması'nın ön sonuçlarına göre, Türk toplumunda 5 yıllık sürede kan basıncı kontrolünün belirgin olarak iyileştiği ve hipertansiyon sıklığının azaldığı ancak obezite ve diyabet görülme sıklığı arttı.

Antalya'da devam eden 30. Ulusal Nefroloji, Hipertansiyon, Diyaliz ve Transplantasyon Kongresi'nde Türkiye'deki kronik böbrek hastalığının boyutunu saptamaya yönelik CREDIT araştırmasının ikinci aşaması olan, Türkiye Böbrek Hastanlığı İnsidans Çalışması'nın ön sonuçları, basın toplantısıyla açıklandı.

Düzenlenen toplantıda konuşan Türk Nefroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Gültekin Süleymanlar, Türkiye'de her 6-7 kişiden birinde böbrek hastalığı görüldüğünü, böbrek hastalıklarının ülke ekonomisi üzerinde büyük bir yük olduğunu kaydetti.

Süleymanlar, ağlık bütçesinin yaklaşık yüzde 5'ini diyaliz ve böbrek hastalıkları için harcandığını belirterek,  "Günümüzde yapılan çalışmalara göre 55 bin civarında diyaliz hastası, 8 bin civarında şu anda sistemde olan böbrek nakli hastası olduğunu tahmin ediyoruz. 60 bini aşmış bir hasta grubumuz var. Bu hastalar için, ülkemizin sağlık bütçesinden çıkan para, gerçekten çok ciddi boyutta" dedi.

Şişmanlıyoruz

Prof. Dr. Süleymanlar, CREDIT araştırmasında, 2006 yılında yaptıkları bir çalışmada ele aldıkları grubu, 2011 yılında yeniden incelediklerini anlatarak, şu bilgileri verdi:"5-6 yıllık dönem içerisinde, kalp-böbrek hastalığının oranında hafif bir düşme olmasını memnuniyetle müşahede ettik. Burada tansiyon oranlarının düşme meylinde olması da bizi memnun eden konu başlıklarıydı. Yıllardır, bir takım uğraşılar içerisindeyiz. İnsanların hayatına, tuzuna, sigarasına müdahale ediyoruz. Yaptıklarımız boşa gitmemiş ve özellikle tansiyondaki duyarlılığın artışı, tedavi oranlarının artışının olumlu yansımasını rakamlarla bu çalışmada kanıtlamış oluyor. Bu arada fazla kilo alan, giderek şişmanlayan ve de şeker oranı artan bir ülke konumuna doğru gidiyoruz. Bu çalışmanın ikinci aşamasında, böyle bir mesaj da ortaya çıkıyor. Dolayısıyla buna da bir çözüm üretmemiz gerekiyor. Son 4-5 yılda diyalize giren hasta sayısının daha da düşmüş olması bizi mutlu ediyor. Önceki yıllarda yüzde 10'larda olan artış hızının yüzde 5'lerin altına düştüğünü görüyoruz."

Hipertansiyon azaldı

İnsidans çalışmasının ön sonuçlarını açıklayan Dernek Genel Sekreteri Prof. Dr. Kenan Ateş de CREDIT çalışmasının ilk aşamasının 2006 yılında 23 ilde gerçekleştirildiğini kaydetti. Çalışmanın ikinci aşamasının 2011 yılında, ilk araştırmaya katılan toplam 4 bin 453 erişkin kronik böbrek hastası üzerinde yapıldığını anlatan Ateş, bu hastaların hipertansiyon, diyabet ve obezite bakımından tekrar değerlendirildiğini söyledi. Çalışmaya göre, beş yıllık sürede Türk toplumunda hipertansiyon görülme sıklığının azaldığını belirten Ateş, şu bilgileri verdi:
"2006'da yüzde 32,7 olan hipertansiyon oranının yaklaşık yüzde 30'a gerilediği saptandı. Yaş ilerledikçe hipertansiyon sıklığının arttığı ve prevalansın kadınlarda erkeklerden, kırsal kesimde yaşayanlarda kentlerde yaşayanlardan daha yüksek olduğu gözlendi. Hipertansiyon prevalansı Akdeniz ve İç Anadolu bölgelerinde en yüksek, Doğu Anadolu bölgesinde ise en düşük bulundu. 2006 yılına göre en çarpıcı değişiklik, Karadeniz bölgesinde hipertansiyon sıklığındaki dramatik azalmaydı. Sonuç olarak, Türk toplumunda 5 yıllık sürede kan basıncı kontrolünün belirgin olarak iyileştiği ve hipertansiyon sıklığının azaldığı gözlendi."

Diyabet ve obezite arttı

Prof. Dr. Kenan Ateş, 2006 yılında yüzde 12,7 olan diyabet sıklığının yaklaşık yüzde 15,5'e yükseldiğini, erkeklerde diyabet sıklığının kadınlardan daha fazla arttığını ve iki cinsiyet arasındaki prevalans farkının da ortadan kalktığını bildirdi. 2006'da yüzde 26,5 olan obezite prevalansının yüzde 28.7'ye yükseldiğini belirten Ateş, obezite sıklığındaki artışın büyük oranda kadınlara özgü olduğu bilgisini verdi.
Kadınların yaklaşık üçte birinin obez olduğunun saptandığını kaydeden Ateş, "2006 yılına göre diğer çarpıcı değişiklik, kırsal kesimde yaşayanlarda obezite sıklığının kentlerde yaşayanlardan daha fazla artmasıydı. Obezite prevalansı Karadeniz ve Akdeniz bölgelerinde en yüksek, Doğu Anadolu ve Ege bölgelerinde en düşük bulundu. Sonuç olarak, Türkiye'de obezite sorunu, özellikle kadınlarda artarak devam etmektedir" dedi.

KBH’nın maliyeti yüksek

Picture
Kronik böbrek hastalığının küresel bir salgın boyutunda önemli bir halk sağlığı sorunu olduğunu söyleyen Türk Nefroloji Derneği İkinci Başkanı Prof. Dr. Turgay Arınsoy tüm dünyada erişkinlerin yaklaşık yüzde 10'nda böbrek hastalığı bulunduğunu söyledi.  Arınsoy, Türk Nefroloji Derneği'nin gerçekleştirdiği CREDIT çalışmasının, Türkiye'de erişkinlerin yüzde 15.7'sinde çeşitli evrelerde böbrek hastalığı bulunduğunu gösterdiğinin altını çizdi. Türkiye'de her 7 kişiden birinin kronik böbrek hastası olduğunu belirten Prof. Dr. Arınsoy, "Kronik böbrek hastalığı sıklıkla sinsi seyreder. Düzenli tarama yapılmadıkça erken evrelerde teşhisi zordur. 10 kronik böbrek hastasından sadece bir tanesi hastalığının farkındadır. Farkındalığının ve erken tanısının düşük olması nedeniyle, hastalık sıklıkla son dönem böbrek yetmezliği evresine ilerler. Son dönem böbrek yetmezliği gelişen hastaların yaşamını sürdürebilmesi için diyaliz ve böbrek nakli tedavilerinin uygulanması gerekir. Bu tedavilerin global maliyeti 1 trilyon doların üzerindedir. Ülkemizde diyaliz uygulanan veya böbrek nakli yapılmış 60 bini aşkın hasta bulunmakta ve sağlık bütçesinin yüzde 5'den fazlası bu hastalar için harcanmaktadır. Kronik böbrek hastalarında ölüm ve maluliyet riskleri sağlıklı bireylerden 10-30 kat daha yüksektir. Yüksek maluliyet oranları ve kötü yaşam kalitesi, bu hastaların aile ve sosyal yaşantılarını da olumsuz etkilediği gibi ekonomik üretkenliklerini engeller" dedi.

Yaşam tarzı değişmeli

Prof. Dr. Turgay Arınsoy, kronik böbrek hastalığının olumsuz sonuçlarını engellemenin en etkin yolunun hastalığın tedavisinden çok önlenmesine dayalı, ulusal ölçekli bir hastalık yönetimi modelinin biran önce hayata geçirilmesi olduğunu belirtti. Sağlıklı yaşam tarzı değişikliklerinin toplum tarafından benimsenmesi ve uygulanmasının hastalığın büyük oranda kontrolünü sağlayacağını söyleyen Arınsoy, “Bunun için düzenli egzersiz yapmalı, sağlıklı beslenmeli ve ideal vücut ağırlığımızı korumalı, tuzu azaltmalı, yeterli su içmeli, sigaradan ve aşırı alkol tüketiminden kaçınmalıyız. Kronik böbrek hastalığı için risk altındaki kişilere yönelik düzenli tarama ve etkin tedavi ile hastalığın gelişimi önlenebilir veya ilerlemesi engellenebilir. Kronik böbrek hastalığı için en yüksek risk faktörleri, şeker hastalığı, tansiyon yüksekliği, kalp ve damar hastalıkları, obezite, ileri yaş, ailede böbrek hastalığıdır" dedi.

Medikal Trend web sitesinde yer alan tüm haber, bilgi, resim ve içeriklerin hakları Trend Yayıncılık - Yeditepe Emlak ve Reklam Danışmanlığı’na aittir. Hiçbir şekilde basılı veya elektronik ortamlarda izinsiz kullanılamaz. © Sitemizde yer alan her türlü haber, fotoğraf, yazı ve reklam içeriği sağlık çalışanlarına yönelik olarak hazırlanmıştır. Sağlık çalışanlarının dışında site kullanımından doğabilecek her türlü sorumluluk kullanıcıya aittir. 
Website by Dijital Ajansım