Anestezi uygulamalarında hasta güvenliği
Türk Anesteziyoloji ve Reanimasyon Derneği Başkanı (TARD) Prof. Dr. Hülya Bilgin, “Son 10 yılda anestezi nedeniyle ölüm riski 100 binde 1 ve tüm tıbbi uygulamalar içerisinde kurallara en çok uyularak yapılan işlem. Türkiye’de de 8 üniversite hastanesi anestezide mükemmellik konusunda akredite oldu. Bu akreditasyonlar 3-4 yılda bir yenileniyor. Bu sayede, o hastanelerde güvenli anestezi yapıldığı sürekli kontrol edilmiş oluyor” dedi.Türk Anesteziyoloji ve Reanimasyon Derneği Başkanı (TARD) Prof. Dr. Hülya Bilgin, “Son 10 yılda anestezi nedeniyle ölüm riski 100 binde 1 ve tüm tıbbi uygulamalar içerisinde kurallara en çok uyularak yapılan işlem. Türkiye’de de 8 üniversite hastanesi anestezide mükemmellik konusunda akredite oldu. Bu akreditasyonlar 3-4 yılda bir yenileniyor. Bu sayede, o hastanelerde güvenli anestezi yapıldığı sürekli kontrol edilmiş oluyor” dedi.
Anestezi uygulamalarında hasta güvenliği konusunda düzenlenen basın toplantısında konuşan Prof. Dr. Hülya Bilgin, “Diğer medikal alanlarla karşılaştırıldığında, anesteziyoloji hasta emniyeti ve güvenli sağlık hizmeti açısından en önde gelenler arasındadır. Bu bakımdan, kendine özgü yüksek riskli bir uygulama olmasına karşılık, anesteziyoloji bugün oldukça güvenli hale gelmiştir” şeklinde konuştu. Sağlık hizmetinde tanı ve tedavi kadar hasta güvenliğinin sağlanmasının da çok önemli olduğunu vurgulayan Prof. Bilgin, “Hasta güvenliği, sağlık hizmetine bağlı hataların önlenmesi ve bu hataların neden olduğu yaralanma ve ölümlerin ortadan kaldırılması için geliştirilmesi gereken sistemleri içerir” diyerek şu bilgileri aktardı: “Hasta güvenliği farkındalığının artırılması için hem sağlık çalışanlarına hem de topluma önemli sorumluluklar düşmektedir. Hasta, hasta yakını ve toplumun diğer üyelerine de daha güvenli sağlık hizmetine nasıl ulaşılabileceği konusunda sürekli bilgi verilmelidir. Anesteziyoloji ve Reanimasyon uzmanları hasta güvenliğini artırma çabalarında daima başı çekmektedir. Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı bu konuda klinik uygulama kılavuzlarına sahip çıkan ilk bilim dalıdır. Türk Anesteziyoloji ve Reanimasyon Derneği, dünyada ve ülkemizde çok önemli bir konu olan ‘Hasta Güvenliği Kültürü’nün önemine dikkat çekmek, yaygınlaştırmak ve de Anestezi ve Yoğun Bakımda Hasta Güvenliği’nin oluşturulabilmesi için toplumda farkındalık yaratmak için çalışmalarını sürdürmektedir. Sevdiklerini bizlere emanet eden hasta yakınları, canlarını bize emanet eden hastalarımız, çalışma arkadaşlarımız, tüm sağlık çalışanları ve ülkemiz için hasta güvenliğini sağlamak için sorumluyuz. Hasta güvenliğinde simülasyon eğitimi Son 20 yıl içinde, başka yüksek riskli alanlarda (uçuş eğitmenliği gibi) geliştirilmiş olan çeşitli risk yönetim metodlarının anestezistler tarafından da uygulanmakta olduğu bilgisini veren Prof. Dr. Hülya Bilgin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Simülasyon eğitimi; olağandışı durumlar için beceri eğitiminde, öğrenci konumundakilerin değerlendirmesinde veya tekrar belgelendirmelerde, iletişim becerilerinin geliştirilmesinde, hatta anesteziyoloji, acil bakım tıbbı ve yoğun bakım gibi yüksek risk alanlarındaki takım çalışmalarına eğitim vermek için de çok faydalı olmuştur. Mevcut yöntemlerden sadece bazıları olan olay bildirimi, simülasyon bazlı eğitim, standart bir biçimde ilaç ve ampullerin etiketlenmesi (Dünya Sağlık Örgütü verilerine gore her yıl dünya çapında yaklaşık 16 milyar enjeksiyon yapılıyor) klinik devirler için yapılandırılmış işlemler ve kontrol listesi kullanımlarının gerek klinik uygulamada gerekse tıp fakültelerinde yoğun olarak uygulanmaları, anestezide emniyetin belirgin bir şekilde artabilmesi için elzemdir. Diğer medikal alanlarla karşılaştırıldığında, anesteziyoloji hasta emniyeti ve güvenli sağlık hizmeti açısından en önde gelenler arasındadır. Anesteziyoloji bilimi, Dünyada “Hasta Güvenliği’nin” öncüsü olarak ciddi rol oynamıştır. Bunun örneklerini 1985’te kurulan Anestezi Hasta Güvenliği Vakfı (Anesthesia Patient Safety Foundation) oluşturur. 1997’de Ulusal Hasta Güvenliği Vakfı (National Patient Safety Foundation) ve 2012’de ise Avrupa Birliği Hasta Güvenliği ve Bakım Kalitesi Ağı (European Union Network for Patient Safety and Quality of Care-PaSQ) bunu izlemiştir. DSÖ; “güvenli cerrahi hayat kurtarır” sloganı ile Eylül 2009’da “cerrahi güvenlik kontrol listesi”ni yayınlamış ve anestezi açısından uyulması gereken bazı prensipleri tanımlamıştır.” Güvenlik Raporlama Sistemi Bu yıl Sağlık Bakanlığı tarafından başlatılan bir sistem ile hastanelerde yaşanan hataların, sağlık çalışanları tarafından bildirildiğini söyleyen Prof. Dr. Hilal Ayoğlu şunları açıkladı, “2016 yılı içerisinde Sağlık Bakanlığı Güvenlik Raporlama Sistemi’ne toplam 74383 hata bildirimi gerçekleştirilmiştir. Yapılan hataların yüzde 93.82’sini laboratuvar hataları oluştururken, cerrahi hatalar ise yüzde 1.68 olarak belirlendi. Karşılaşılan ilk 10 cerrahi hata ise ameliyat yerinin belirlenmemesi, makyaj, protez ve değerli eşyaların çıkarıldığının teyit edilmemesi, ameliyat yerinin doğrulanmaması, hasta kimliğinin doğrulanmaması, anestezi öncesi hazırlıkların yapılmaması, hasta rızasının alınmaması ve ameliyat öncesi açlık gerekliliğinin teyit edilmemesi, ameliyathaneye kadar sağlık çalışanının eşlik etmemesi, ameliyat sonu kontrollerinin yapılmaması ve ameliyat kesisi kontrolünün yapılmaması.” Anestezi uzmanlarının yüzde 81’i iş yüklerinin ağır olduğunu düşünüyor TARD Hasta Güvenliği Bilimsel Kurulu Başkanı Prof. Dr. Tuğhan Utku, derneğin 2016 yılında üyeleri arasında gerçekleştirdiği anket çalışmasının verileri hakkında bilgi verdi: “Sizin veya yakınınızın tıbbi uygulama hatası ile karşılaştığını hatırlıyor musunuz sorusuna anestezi uzmanlarının yüzde 74.77’si evet yanıtını verirken, bu hataların yüzde 32.43’ü büyük hatalar olarak ifade edildi. Anestezide önlenebilir tıbbi hataların en büyük nedeninin ise çalışan anestezi uzman doktoru eksikliği olduğu ortaya çıktı.” Araştırma sonuçlarında anestezi uzmanlarının yüzde 81’i ise iş yüklerinin ağır olduğunu, yüzde 72’si ise hekimlerin hastalara ayırdığı sürenin yetersiz olduğunu belirtirken yüzde 49.54’ü ise hekim sayısının az olduğu ortaya çıktı. |