ilaç sektörü sayfasına dönİlaç dünyasında başarılı yöneticilik
Organizasyonda yöneticiye erişimi sağlamak, kolaylaştırmak ve bunu sistematik hale getirmek ve organizasyonun bireyleri ile sistematik olarak bir araya gelmek önemlidir. Bir yöneticinin müşterisini anlamak ve tanımak kadar beraber çalıştığı insanları da tanımaya zaman ayırması gerekir... Türk Lider Merkezi Kurucu Başkanı Bülent Şenver’in moderatörlüğünde gerçekleştirilen; “İlaç dünyasında başarılı yöneticilik ve liderlik” konusunun ele alındığı oturumda etkili yönetim uygulamaları paylaşıldı. AbbVie Türkiye Genel Müdürü Dr. Mete Hüsemoğlu, ilaç dünyasındaki hızlı değişimler nedeniyle şirketlerde lider özelliklerine sahip yöneticilere olan ihtiyacın daha da önem kazandığını belirtti. Hüsemoğlu, günümüzde ilaç dünyası profesyonellerinin başarılı birer lider olmaları ve etkin yönetim becerilerine sahip olmalarının gereğini vurguladı. İlaç sektörünün en fazla değer yaratan sektörlerden olduğunu belirten Hüsemoğlu, “Tüm sağlık göstergeleri ve eğilimler önümüzdeki dönemde ilaç sektörünün öneminin ve ilaca olan talebin artacağını göstermektedir. Ortalama yaşam süreleri arttıkça özellikle kronik hastalıkların tedavisinde yenilikçi ilaç ve tedaviler öne çıkacak, ilaç şirketleri yenilikçi ilaç ve tedaviler için Ar-Ge yapmaya devam edeceklerdir. İlaç sektörü olduğu için bugün ameliyatlar yapılabiliyor, kardiyovasküler, romatolojik vs. hastalıklar tedavi edilebiliyor. Gerçekten değer yaratabileceğimiz, iz bırakabileceğimiz bir sektörde çalışıyoruz” dedi. Hüsemoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Yönetici ne yapabilir? Organizasyona dokunabilir. Organizasyonda size erişimi sağlamak, kolaylaştırmak ve bunu sistematik hale getirmek, organizasyonunuzun bireyleri ile sistematik olarak bir araya gelmeniz önemlidir. İyi bir fikir organizasyonun bütün bireylerinden çıkabilir. Bir yöneticinin müşterisini anlamak ve tanımak kadar beraber çalıştığı insanları da tanımaya zaman ayırması gerekir. Saydam, şeffaf ve sahici olmak: Yöneticilerin beraber çalıştığı insanlardan kendilerini daha zeki, sağduyulu, daha sorumlu vb. görmeleri şeffaflığın önündeki en büyük engeldir. Beraber çalıştığımız insanların en az bizim kadar zeki, sağduyulu, sorumlu olduğuna inanarak bakmamız gerekiyor.” Sıra dışı liderlik
Lilly Türkiye Genel Müdürü Kadir Tepebaşı, daha başarılı bir yönetici ve gerçek bir iş lideri olmak konusundaki deneyimlerini paylaştı: “En önemli değer zinciri sıra dışı liderliktir. Bunu 7 gün-24 saat yapmak, ödün vermemek gerekir, ne kadar iyi yapabiliyorsanız organizasyona o kadar iyi hakim olursunuz” diyerek şöyle devam etti:
“İnsan sağlığını iyileştirmek gibi bir gerçek varken, diğer bir gerçek de ilaç sektörü algısı maalesef çok tezat bir yönde. Ana misyonumuzu, taahhütlerimizi hayata geçirebildiğimiz zaman ‘itibar’ konusu sorun olmaktan çıkar. Niçin ve nasıl yapıyoruz? Gerçek anlamda vizyonumuza, misyonumuza uygun çalışıyor muyuz? Burada önemli olan taahütümüz nedir? Ne kadar rol model olmaya çalışıyoruz? Bizim işimiz ilaç satmak değil, biz hastaların yaşamlarına daha iyi hizmet etmek için varız.” “En büyük erdem çalışkanlık” Münir Şahin İlaç Sanayi A.Ş. ve Betasan Medikal Bant Sanayi İcra Kurulu Başkanı Dr. Olcay Gündüz, “Yöneticileriniz sizi tanımalı ama sizler de yöneticilerinizi tanımalısınız” diyerek şöyle devam etti: “İnsanlar yaşadığı yeri yönetir ama insan yaşadığı yeri yönetirken bazı huylarından da vazgeçmek zorundadır. Örneğin siz tutumlu bir insan olabilirsiniz ama şirket yönetirken çalışanlarınızın ödüllendirilmesinin en iyi yolunun onların ekonomik refah seviyelerinin yükseltilmesi olduğunu, şirket değerleri göz önünde tutularak bunu vermek durumunda olduğunuzu düşünmelisiniz. Bir patron mantığıyla değil de bir profesyonel çalışan olarak çalışanlarınızın refahının yükseltilmesinin şirkete pozitif yansıyacağını düşünmek durumundasınız. Ama alt yönetici olarak üst yöneticinizin tutumlu bir kişi olduğunu anlamak yükümlülüğünde olan da sizlersiniz. Ben bir orta ya da üst kademe yönetiminde ileri gitmek için en büyük erdemin çalışkanlık olduğuna inanıyorum.” Müşteri odaklılık “Müşteri odaklı ürün ve marka yönetimi stratejileri ve uygulamaları” konulu oturum Marmara Üniversitesi İ.İ.B.F. İşletme Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serdar Pirtini’nin moderatörlüğü ile gerçekleştirildi. Forumda ilaç sektöründen pazarlama yöneticileri, daha etkili ürün ve marka yönetimi stratejileri belirleme ve uygulamaları gerçekleştirme konusundaki özel bilgi ve deneyimlerini paylaştı. Pirtini, “Dijital teknolojinin yarattığı yeni bir ekonomi var. Böyle bir dönemde makine teknolojilerine dayalı çözüm önerileriyle dijital toplumun sorunlarını çözmeye kalkarsanız bu yeterli olmuyor. Modern stratejiler postmodern sorunları çözmüyor” şeklinde konuştu. Nöromarketing
Bayer İlaç Bölümü, Bölüm Direktörü Dr. Oğuz Mülazımoğlu, “Biz her ne kadar; e-ziyaret, internet televizyonları, sanal toplantılar, sanal kongreler, e-mailing, tablet PC ile bilgi aktarımı gibi dijital pazarlama araçlarını verimli ve etkin kullansak da hekimlerin beklentilerine bakıldığında, klasik paradigmanın çok değişmediğini görüyoruz” diye konuştu.
Mülazımoğlu, aynı segmentten 7 ürünün bulunduğu firmanın 8.sinin lansman sürecinde gerçekleştirdiği “Nöromarketing” uygulamasının detaylarını paylaştı. Mülazımoğlu, “Yeni beyin; düşünür, verileri analiz eder, orta beyin hisseder; duyguları ve hisleri analiz eder, eski beyin ise diğer iki beyinden veri alarak asıl kararı içgüdüleri ile verir” diyerek “koku” duyusundan hareketle gerçekleştirdikleri çalışmayı özetledi. İnovatif çözümler İ.E. Ulagay Menarini Group Pazarlama Yöneticisi Rana Şengil, son birkaç yıldır dijital marketing adına bir takım araçları kullandıklarını belirterek şunları anlattı: “Tablet PC ile bir takım bilgileri doktorlarla paylaşıyoruz. Acaba bu kimin ihtiyacı, müşterilerimiz olan doktorların ya da eczacıların mı yoksa pazarlamanın ihtiyacı mı? Pazarlamanın ihtiyacı var tabi, kaynaklar azalıyor ve yüksek sayıda hedefe ulaşmak gibi bir kaygımız var. Aynı zamanda harcamaları düşürüp fark yaratmamız gerekiyor. Müşterimizin ise bilgiye ihtiyacı var. Zaman tasarrufuna ve yeniliğe ihtiyacı var. Ancak o zaman markalarımızı farklılaştırabiliriz. Dijital araçları kullanırken insan faktörünü göz ardı etmememiz gerekiyor. Değişiyoruz, 20-30 yıl önce kullandığımız yöntemleri kullanamayız ama bu dönemin bir geçiş dönemi olduğunu düşünerek eski ile yeniyi birleştiren inovatif çözümler bulmak gerekiyor.” |