jinekoloji sayfasına dönJinekolojide Gelişmeler
Tıp ve teknolojideki gelişmelerin kadın hastalıkları ve doğum alanına da yansıdığını belirten TJOD Başkanı Cansun Demir ve TJOD Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Bülent Tıraş, tıptaki son gelişmeler, sezaryen ve normal doğum ile ilgili bilgiler verdi.
Kök hücre çalışmaları heyecan verici bir hızla ilerliyor
Prof. Dr. Cansun Demir, "Göbek kordon kanından elde edilen kök hücreleri toplamak basit, güvenli ve ağrısızdır. Embriyo ve fetusa zarar verilmediğinden etik ve yasal sorun yoktur. Biyolojik olarak daha gençtir. Çevresel faktörler, virüs ve yaşlanma nedeniyle bozulmazlar. Kordon kanı kök hücrelerinin kemik iliği kök hücrelerine göre üreme hızı daha fazladır. Kemik iliği nakli için alıcı ile verici arasında çoğunlukla tam bir doku (HLA) uyumu olması gerekir. Kök hücrelerin bağışıklık red cevapları henüz tam olarak gelişmediğinden kordon kanı naklinde tam bir uyum olmasa da başarı sağlanabilir. Bu özellik aile bireyleri arasında kordon kanı nakli gerçekleştirilmesine olanak sağlar" şeklinde konuştu. Anne karnından hücrelerle hastalıklar tespit edilebilecek Prof. Demir, "Çok yaygın bir yöntem olan down sendromu için yapılan ikili üçlü dörtlü tarama testleri var. Daha önce üniversitede bir çalışma yapmıştık. Anne karnından alınan örneklerde fetal hücreler yani çocuğun hücrelerini görüp bunlarda down sendromu var mı, kromozom anormalliği var mı bunları araştıralım demiştik. Hatta biz o dönemde Akdeniz anemisini de araştıralım demiştik. Ne yazık ki bunu Türkiye şartlarında hayata geçiremedik. Ama şimdi toplantılara gittiğimizde bakıyoruz bu artık ticari kit haline getirilmiş. Anne parmağından kan alıyorlar burada down sendromu hücresi olup olmadığına bakıyorlar. Ama bunlar şuan için hayata geçirilebilecek durumda mı değil. Çünkü bu test aşağı yukarı 2.500 - 3.000 euro. Yani 4 -5 bin lira gibi maliyeti var. Bu test sadece down sendromlu hücreler baktığı için kısıtlı. Ama tek kromozom anomalliği down sendromlu hücreler değil. Bizim yaptığımız tetkiklerle tamamını saptayabiliyoruz. Ama ileride anne karnından hücrelerin incelenmesiyle hastalık teşhis edilir hale gelecek" dedi. Anne karnından hücrelerle hastalıklar tespit edilebilecek
Prof. Demir, "Çok yaygın bir yöntem olan down sendromu için yapılan ikili üçlü dörtlü tarama testleri var. Daha önce üniversitede bir çalışma yapmıştık. Anne karnından alınan örneklerde fetal hücreler yani çocuğun hücrelerini görüp bunlarda down sendromu var mı, kromozom anormalliği var mı bunları araştıralım demiştik. Hatta biz o dönemde Akdeniz anemisini de araştıralım demiştik. Ne yazık ki bunu Türkiye şartlarında hayata geçiremedik. Ama şimdi toplantılara gittiğimizde bakıyoruz bu artık ticari kit haline getirilmiş. Anne parmağından kan alıyorlar burada down sendromu hücresi olup olmadığına bakıyorlar. Ama bunlar şuan için hayata geçirilebilecek durumda mı değil. Çünkü bu test aşağı yukarı 2.500 - 3.000 euro. Yani 4 -5 bin lira gibi maliyeti var. Bu test sadece down sendromlu hücreler baktığı için kısıtlı. Ama tek kromozom anomalliği down sendromlu hücreler değil. Bizim yaptığımız tetkiklerle tamamını saptayabiliyoruz. Ama ileride anne karnından hücrelerin incelenmesiyle hastalık teşhis edilir hale gelecek" dedi.Dört Boyutlu Ultrasonografi
Prof. Dr. Cansun Demir, 1970’li yılların başlarından itibaren kullanılan ultrasonografi cihazlarının günümüzde gebelik izlemlerinin vazgeçilmez bir parçası haline geldiğini belirterek şu bilgileri aktardı: “En, uzunluk ve derinlik boyutlarını içeren 3 boyutlu görünümün eş zamanlı olarak bir monitörde görüntülenmesine olanak sağlayan en son teknolojik ürünlerdir. 4D ultrasonografi cihazları ile çok erken döneminde cinsiyet, yarık damak, yarık dudak, eksik parmak, beyin ve omurilikten kaynaklanan rahatsızlıkların tanısı konulabilmektedir. Diğer taraftan geleneksel iki boyutlu ultrasonografide bebeğin el ve ayak parmaklarını tam anlamıyla değerlendirebilmek her zaman mümkün olmayabilir.” Seçilmiş ve sağlıklı bebekler için; preimplantasyon genetik tanı
Günümüzde genetik hastalıkların gebelik sırasında veya doğumdan sonra tanımlanabildiğini belirten Prof. Dr. Tıraş ise, "Ancak bebekteki muhtemel genetik hastalıklar ultrasonografi, amniosentez gibi yöntemler ile gebeliğin ancak dördüncü ayında belirlenebilmekte ve ciddi bir anormallik saptanması durumunda gebelik 5. ay civarında sonlandırılmaktadır. Bu durum anne ve baba adayını psikolojik ve fiziksel olarak çok olumsuz etkilemektedir" dedi.
Prof. Tıraş, "Son yıllarda genetik bilimindeki gelişmeler henüz gebelik oluşmadan, tüp Bebek yöntemleriyle laboratuvar ortamında geliştirilen embriyolar üzerinde genetik inceleme yapılmasına ve seçilmiş olan sağlıklı embriyoların anne adayının rahimine yerleştirilmesine imkan tanımaktadır. Bu yönteme gebelik öncesi genetik tanı (Preimplantasyon Genetik Tanı-PGT) adı verilmektedir" şeklinde konuştu. BIREFRINGENCE ile gebelik oranı artıyor, düşük riski azalıyor Standard mikroenjeksiyon tekniğinde sperm hareketliliği ve morfolojisi sperm seçimi için en önemli kriterlerdi. Son yıllarda geliştirilen yeni tekniklerle sadece sperm morfolojisinin değil spermin canlılık oranının, sperm hareketliliğine zarar vermeden tayin edilebilmesinin artık mümkün olduğunu belirten Prof. Dr. Tıraş konuşmasına şöyle devam etti: “Spermin dölleme özelliğini tam olarak sağlaması yani akrozom reaksiyonunu tamamlamış spermlerin seçilmesi tedavide anne ve baba adayına pozitif katkı sağlayacaktır. Özellikle hareketsiz spermlerde canlılığın saptanması, şiddetli oligoastenoteratozoospermic hastalar ve azoospermi olgularında sperm seçiminin hem döllenme, hem embriyo gelişimi hem de gebelik ve eve canlı Bebek götürme oranlarında önemi büyüktür. Bu konuda son uygulamalardan birisi mikroenjeksiyon esnasında spermin polarize mikroskop altında incelenip sperm baş kısmındaki parlaklığa göre değerlendirilerek seçilmesidir. Olgun sperm hücrelerinde bulunan protein dizilimi sayesindeki "BRIFRINGENCE: ÇİFT KIRILIM" yeteneği polarizasyon sonrası seçilerek (sperm hücrelerinin canlılığını ve hareketliliğini etkilemeden) spermlerin gerçek anlamda olgunluğunu ve embriyo gelişimine en büyük katkıyı sağlayabilecek (kapasitasyon yeteneği tayini ile) spermin seçimini sağlamaktadır. Sperm hücrelerinde varolan ve döllenme problemine yol açabilecek sıkıntıların saptanmasında spermlerin baş, boyun ve kuyruk bölgelerinin polarize ışığı yansıtmalarındaki farklılıkların yardımcı olabileceği gösterilmiştir. Polarizasyon mikroskobu altında özel merceklerle yapılan çalışmalarda BRIFRINGENCE (çift kırılma) özelliği olarak adlandırılan sistem normal spermlerin canlılıklarını yitirmeden seçimine fırsat vermektedir. Bu spermlerin ICSI işleminde kullanılması yumurtanın daha iyi döllenmesine ve daha iyi embriyo oluşmasına yardımcı olmakta ve tedavi başarı oranlarını önemli ölçüde artırmaktadır. Ayrıca elde edilen gebeliklerde düşük oranlarında anlamlı ölçülerde azalma sağlanmaktadır." |