ÇOK OKUNANLAR
> Dünya Hipertansiyon Kongresi İstanbul’da > Hepatit C tedavisinde yeni gelişmeler > Kişiselleştirilmiş tedavi dönemi > HPV’den korunmak mümkün > Her 5 kadından biri PCOS’lu > Biofeedback ve neurofeedback ile stres kontrolü > Akılcı antibiyotik kullanımı > Tip 2 diyabette yeni tedavi seçeneği > İlgi yaşlılarda bunamayı engelliyor > Çocuklarda sık görülen göz rahatsızlıkları > Sigarayı bırakmak imkansız değil > Erken Boşalma sıklığı %20 Primer Aldosteronizm
Obezitede artış gözleniyor |
ana sayfaya dönTürkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Kongresi'nin 35.'si Antalya'da gerçekleştirildi
![]() 35. Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Kongresi Antalya'da düzenlendi. Kongre kapsamında düzenlenen basın toplantısına Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sevim Güllü, Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Kemal Balcı, Florance Nightingale Hastanesi Endokrinoloji Bölümü'nden Prof. Dr. M. Sait Gönen, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Endokrinoloji, Metabolizma ve Diyabet Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sadi Gündoğdu, Amerikan Endokrin Derneği Başkanı Mayo Klinik Öğretim Üyesi Prof. Dr. William F. Young, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Ünitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Bülent Yıldız, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Endokrinoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdurrahman Çömlekçi ve Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Kliniği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serdar Güler katıldı.
Sinsi katil hipertansiyon Dünya Hipertansiyon Günü'nde Antalya'da düzenlenen basın toplantısında konuşan Amerikan Endokrin Derneği Başkanı Prof. Dr. William F. Young, hipertansiyonunun sessiz bir katil olduğunu söyledi. Prof. Dr. Young, "Yüksek tansiyonun tedavi edilebilir ya da hedeflendirilmiş ilaç tedavisi uygulanabilir olduğunu biliyoruz. Bu güzel ama bu çok fazla tetkik edilmiyor" diye konuştu. Yüksek kan basıncına böbrek üstü bezlerinden kaynaklanan aldosteron hormonunun fazla salgılanmasının neden olduğunu belirten Prof. Dr. Young, bunun teşhisinin basit olmasına rağmen hastanın bu duruma sahip olduğunun göstergeleri ve bulgularının açık olmadığını belirtti. Prof. Dr. Young, bu nedenle doktorun bu testi isteyip sonuçlarını bulması gerektiğini kaydetti. Young, 30 yaş altında hipertansiyonu olan, 3 ve daha fazla ilaç kullananların mutlaka aldosteron testlerini yaptırmaları gerektiğini söyledi. Farkındalık oranları düşük Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nden Prof. Dr. Sadi Gündoğdu, hipertansiyonun farkındalık oranının son derece düşük olduğunu belirterek, “Mesela diyabeti herkes bilir ancak farkındalık oranı % 38'dir. Yani çok konuşuluyor ama az biliniyor” diye konuştu. Diyabet hızla artıyor Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nden Prof. Dr. Serdar Güler, Türkiye'nin de içinde bulunduğu coğrafyada diyabetin tahminlerin üzerinde artış gösterdiğini vurguladı. Türkiye'de 1998- 2010 yılları arasında diyabet sıklığının yüzde 7.2'den yüzde 13.7'ye çıktığını anlatan Prof. Dr. Güler, "Daha da ötesi diyabete zemin hazırlayan bir durum olan prediyabet sıklığı yüzde 7'den yüzde 30'a çıkmıştır” diye konuştu. “Kolesterold ilacını bırakmak hastaya zarar verir” Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Sait Gönen ise kolesterol ilaçlarıyla ilgili tartışmaları gündeme getirdi. Bu tartışmaların hastalarda kafa karışıklığı yaptığını belirten Prof. Gönen, ilaçların bırakılmasının hastaya faydadan çok zarar vereceğini belirtti. Hipertansiyon ve diyabetle orantılı olarak obezitenin de arttığına dikkati çeken Prof. Dr. Sait Gönen, "Erişkin popülasyonunun yüzde 30'u fazla kilolu ve obez. Bununla birlikte Türkiye'de her üç kişiden birinin tiroitle ilgili sorunu mevcut" dedi. “İyotlu tuz kullanılmalı” Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Prof. Dr. Sevim Güllü de Türkiye'de 1990'lı yılların sonunda tuzların iyotlanmasıyla tiroid hastalığıyla mücadelede önemli bir mevzi kazanıldığını söyledi. Tuzun iyotlanmasına rağmen iyot eksikliği olan bölgelerin varlığına dikkati çeken Prof. Dr. Güllü, "İyotlu tuz kullanımıyla ilgili sıkıntı yaşıyoruz. Tiroid hastaları, eğer başka bir sorun yoksa mutlaka iyotlu tuz kullansın" diye konuştu. “Selenyum gereksiz kullanılmamalı” Özellikle hashimoto tiroidi olan kadınlara gereksiz selenyum önerildiğini söyleyen Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Sevim Güllü ise “Selenyum sadece çok özel koşullarda kullanılmalıdır. Gerçekten gerekmedikçe kullanılması sakıncalıdır” şeklinde konuştu. Doğum kontrol hapı kilo aldırmıyor ama... Türkiye'de 2 milyon kadının çeşitli kadın hastalıklarına bağlı olarak doğum kontrol hapı kullandığını belirten Prof. Dr. Okan Bülent Yıldız, iki grup hastada doğum kontrol haplarının kilo aldırıcı etkisi üzerine yaptıkları araştırmanın sonuçlarına göre doğum kontrol haplarının kilo aldırmadığını, ancak vücutta yağ dağılımını değiştirdiğini, yağın bel çevresinde birikmesini artırdığını kaydetti. Yıldız, doğum kontrol ya da yumurtalıklarda oluşan bazı kist türlerinin tedavisi amacıyla da verilen bu hapların kullanım süresine dikkat edilmesini önerdi. Tedavi amaçlı ilaç alımının bazen uzun sürebileceğine belirten Yıldız, 35 yaşın üzerinde, çok kilolu, sigara içen, hipertansiyonu bulunan kadınların doğum kontrol hapı kullanmamaları, alternatif yöntemleri uygulaması gerektiğini vurguladı. Prof. Dr. Okan Bülent Yıldız, dünyada 5 milyondan fazla obez olduğunu söyledi. Obeziteyi, "anormal çevreye metabolizmanın normal cevabı" olarak nitelendiren ve 1980 yılından günümüze tüm dünyada obezite görülme sıklığının iki kat arttığını belirten Yıldız, 40 milyondan fazla okul öncesi çocuğun aşırı kilolu olduğu vurgulayarak, hem yetişkinlerde hem de çocuklarda görülen obezite hızının endişe verici olduğunu kaydetti. Günde 15 dakika güneş banyosu yapılmalı Türkiye'nin yüzde 90'ında D vitaminini eksikliği bulunduğunu bildiren Prof. Dr. Mustafa Kemal Balcı, D vitamini eksikliğinin halsizlikten, kas gücü yetersizliğine ve osteoporoza neden olduğunu söyledi. Prof. Dr. Balcı, günlük beslenmede D vitamini katkılı yiyecekler olmadığı için, özellikle D vitamini katkılı sütlerinin gıda üretiminde kullanılmasını önerdi. Günlük alınması gereken D vitamininin 800-1200 ünite arasında olduğunu kaydeden Prof. Dr. Balcı, D vitaminin doğal kaynağı güneşten yararlanmak için güneşin en tepe olduğu saatte, kolların ve yüzün korumasız olarak 15 dakika güneşlenmek gerektiğini belirtti. Gebelikteki hormonal değişiklikler diyabete neden olabiliyor Dokuz Eylül Üniversitesi'nden Prof. Dr. Abdurrahman Çömlekçi ise gebelik sırasındaki hormonal değişikliklerin bazen anne adayında aşırı şişmanlık, diyabet ve hipertansiyon gibi hastalıklara yol açtığını söyledi. Çömlekçi, bu hastalıkların, hem gebeliğin gidişini hem de bebeğin gelişimini etkileyebildiğini belirtti. Hormon hastalıkları alanında uluslararası işbirliği Kongre’de bu yıl ilk kez Amerikan Endokrinoloji Derneği ile birlikte bir oturum düzenlendi. Dernek Başkanı Mayo Klinik Endokrinoloji Bölümü’nden Prof. Dr. William Young hipertansiyona yola açan nedenlerden biri olan ama genellikle gözden kaçırılan “Primer Aldosteronizm” başlığında Endo-Başkanlık konferansını verdi. Hipertansiyonun tanımlanabilir önemli nedenleri arasında yer alan hastalık böbreküstü bezinde oluşan bir tümörün vücutta tuz tutucu bir hormon olan aldosteronu fazla salgılaması nedeni ile oluşuyor. Doğru tanı koyulduğunda tümörün ameliyatla çıkarılması sonucu ilaç kullanmaya gerek kalmaksızın hipertansiyon tedavi edilebilmektedir. |